Abstract
Kojin Karatani dünya tarihi üzerine yaptığı çalışmalarda, İyonya’da, M.Ö. 6. ve 5. yüzyıllarda, bugün izi silinmiş bir yönetim biçimi olduğunu öne sürdüğü, hareket serbestliğine dayalı göçebe bir toplum modelini ortaya koyan izonominin (hükmetmenin olmaması) söz konusu olduğunu, aynı tarihlerde, Atina’nın ise demokrasiyle yönetildiğini iddia eder. Karatani yaptığı bu radikal karşılaştırmayı, kendi mübadele tarzları teorisinde de belli bir çerçeveye yerleştirerek, Sokrates’in izonominin son temsilcisi olduğunu; öğrencisi Platon’un ise Pythagorasçılardan filozof-kral fikrini edinmiş, Devlet diyaloğunda Sokrates üzerinden bu fikri savunmuş olduğunu ileri sürer. Karatani bu iddiasını gerekçelendirmek üzere; Sokrates ve Platon arasındaki felsefi ilişkide, izonomiyi temsil ettiğini ileri sürdüğü Sokrates’i İyonya felsefesine; Platon’u ise Pythagoras’a yaklaştırarak, dolayısıyla bu iki filozofu birbirinden ayırarak okumayı dener. Bu makalede, çeşitli Antik Yunan kaynaklarında; örneğin Herodotos’ta, demokrasiyle eş anlamlı kullanılabilen izonominin, esasen çok-anlamlı bir kavram olduğu ve Antik Yunan politik tarihinde demokrasiye yön veren ilkelerden birini teşkil ettiği gösterilecektir. Thukydides’in bize aktardığına göre, oligarşik politik rejimlerde de izonomiye rastlarız. Fakat bu durumda da demokrasi modeline yakın olduğu ölçüde, oligarşilerin izonomik olduğu görülmektedir. Bu makalede, Karatani’nin bir yönetim biçimi anlamıyla kullandığı izonominin, yalnızca İyonya’da gerçekleştiği sonucuna varmanın spekülatif olduğu ortaya konacak, Karatani’nin projesini İyonya’ya uygulama gerekçesi irdelenerek, bunun için izlediği stratejiler analiz edilecektir. Karatani’nin Platon okumasında, Devlet diyaloğuna doğrudan odaklanmayan, bunun yerine dönemin dramatik dönüşümlerini merkeze alan bir okuma yaptığı ileri sürülecek; Yasalar’da ve Mektuplar’da izonomik bir politik rejim üzerine tartışma yürüten Platon’un izonomiyi ve demokrasiyi nasıl anladığını görmenin yolunun, filozof-kral fikrinin dile getirildiği Devlet diyaloğuna bakmaktan geçtiği gösterilecektir. Platon’un demokrasiden hoşnutsuzluğunun izonomiyle karşıtlığı üzerinden anlaşılamayacağı, Platon’un, Karatani’nin iddia ettiği gibi demokrasi ve izonomi arasında keskin bir ayrım yapmadığı ortaya konacaktır. Sonuç olarak izonominin ayrı bir yönetim biçimi değil, demokrasiyle ilişkili bir ilke olduğu savunulacaktır.