Abstract
Psikolojik ve öznel iyi oluş, bireyin yaşamı hakkında nasıl hissettiğine ve yaşam olaylarına nasıl tepki verdiğine bağlıdır. Bireysel olarak kişi, kontrolü dışında gerçekleşen tüm dış olayları bilişsel şemalarında istemsizce hissedebilir. Özellikle ruh sağlığı göz önüne alındığında, son yıllarda dini inanç ve uygulamaların ruh sağlığının çeşitli bileşenleri üzerindeki etkisi, din psikolojisinde en çok çalışılan konulardan biri olarak ortaya çıkmaktadır. Çoğu çalışma, bireylerin anlam arayışları ve yaşam olaylarına tepkileri hakkında cevaplar ararken dinin rolüne odaklanmıştır. Hayatın zorluklarıyla karşılaşan ve strese maruz kalan bireylerin yaşamlarında ibadetlerin onarıcı bir rol oynadığına dair yaygın bir kanı vardır. Bu nedenle, son birkaç yılda bilim adamları için, bilişsel davranışçı çerçevenin din psikolojisi içindeki olası uygulaması hem öznel hem de psikolojik iyi oluşun kilit bir unsuru haline gelmiştir. Dindarlık ve ruh sağlığı arasındaki ilişkiye ilişkin teorik uygulamalar kullanılarak, çeşitli dua biçimlerinin ağırlıklı olarak Hıristiyan dini norm ve inançlarından türetildiği ortaya çıkmaktadır. Ancak, bu tür araştırmalarda Hıristiyan olmayan dinler çoğunlukla göz ardı edilmiştir. Daha spesifik olarak, İslam'da inananların günlük yaşamlarında büyük önem taşıyan çeşitli dini davranış biçimleri olmasına rağmen, Müslüman bireyler arasında dindarlık ve ruh sağlığı arasındaki bağlantılar ihmal edilmiştir. Bu nedenle, mevcut araştırma, Müslüman bireyler arasında bilişsel-davranışçı mekanizmayı kullanarak farklı İslami dua türleri ile iyi oluş hali göstergeleri arasındaki bağlantıyı araştırmayı amaçlamaktadır. Bu çalışmada İngiltere'nin farklı şehirlerinde/bölgelerinde birçok İslami öğrenci topluluğundan ve çeşitli ibadet yerlerinden katılımcı toplamak için çevrimiçi bir anket linki kullanılmıştır. Online anket altı dua türünden (farz, vacip, sünnet, nafile, dua ve zikir formlarından), altı psikolojik iyi bileşenlerinden (özerklik, çevresel hakimiyet, başkalarıyla olumlu ilişkiler, kişisel gelişim, kendini kabul ve yaşamda amaç) ve iki öznel iyi oluş bileşeninden (hayat memnuniyeti ve olumlu ve olumsuz etkiler) oluşmaktadır. Temsili örneklem, yaşları 18 ile 66 arasında (Ort. = 27.01, SS = 8.80) olan 214 katılımcıdan (Kadın= 145, Erkek= 69) oluşmaktadır. Korelasyon analizi sonuçları, farz namaz, sünnet namaz, sözlü dua ve zikir/Allah'ı anmanın iyi oluş hali değişkenleri ile pozitif bir ilişkiye sahip olduğunu, ancak vacip ve nafile namazların iyi oluş hali değişkenleriyle herhangi bir korelasyon göstermediğini ortaya çıkarmıştır. Çoklu regresyon analizi sonuçları, farz, sünnet ve vacip namazların psikolojik veya öznel iyi oluş değişkenlerinin yordayıcıları olmadığını göstermiştir. Sadece nafile namazın türü yordayıcı bulunsa da bu ilişki tam tersi yöndedir. Ek olarak, dua ibadeti psikolojik iyi oluş puanlarını tahmin etmedeki benzersiz varyansı açıklarken, zikir ibadeti ise öznel iyi oluşu tahmin etmedeki benzersiz değişkenliği açıklamaktadır. James ve Wells'in bilişsel ve davranışçı modelleri ışığında, bu çalışma sadece dua ve zikir ibadetlerini, bireylere psikolojik destek sağlamada olumlu etkisi olan önemli faktörler olarak belirlemiştir. Dolayısıyla sunulan veriler, kişilerin ibadetleri, rehberlik ve destek için Tanrı'ya güvendikleri ve Tanrı'nın varlığını hissederek düşüncelerini tazeledikleri bir dua ve zikir modelini aldığında daha iyi psikolojik ve öznel iyi oluşa sahip olma olasılıklarının daha yüksek olduğunu göstermektedir. Mevcut bulgulardan görülebileceği gibi, inanç yapılarının belirli topluluk ortamlarında uygulanabilirliğini göz önünde bulundurmak önemlidir. Burada hem teorik çerçeve hem de pratik yön, Müslüman dua türleri ile zihinsel iyi oluş arasındaki ilişkiye ilişkin bir anlayışa katkıda bulunabilir ve sağlık uygulayıcılarına farklı dua modellerinin bireyleri daha iyi bir iyi oluşa nasıl yönlendirebileceği konusunda rehberlik edebilir.