Abstract
Hicrî IV (X). asrın Bağdat asıllıönemli muhaddislerinden biri olan İbnü’s-Seken hadis tarihinin geç dönemlerinde ve günümüzde hak ettiği oranda ve layık olduğu şekilde değerlendirilememiş bir âlimdir. Bunun en önemli nedenlerinden biri, kaleme aldığı ve her biri alanında önemli sayılan eserlerinin sonraki dönemlere ulaşmamış olmasıdır. İbnü’s-Seken, genç yaşında başladığı ilmî seyahatlerini tamamladıktan sonra Mısır’a yerleşmiş, okuduğu eserleri ve kendisine has senedlerle derlediği hadisleri burada rivayet etmiş, ayrıca sahih hadislerden oluşan es-Sünenü’s-sıhâh el-me’sûra, sahâbe tabakâtı alanında ilk ve temel kaynaklardan biri olan el-Hurûf fî es-mâi’s-sahâbe ve zayıf râviler konusuna dair ed-Duafâ ve’l-metrûkîn isimli eserlerini kaleme almıştır. İbnü’s-Seken, eserleri hicrî VI (XII). asır sonrasına intikal etmediği için adeta unutulmuş, günümüzde yeterli ilmî araştırma ve çalışmaya konu olmamıştır. Araştırmamız, klasik kaynaklardaki kısa biyografik bilgiler dışında onun hakkında doğuda, batıda ve ülkemizde ilmî anlamda sınırlı birkaç çalışma yapıldığını ortaya koymuştur. Türkçede hakkında kaleme alınan en önemli ilmî yazı Diyanet İslâm Ansiklopedisi’nin yaklaşık 300 kelimeden oluşan “İbnü’s-Seken” maddesidir. İbnü’s-Seken’in ilmî bir şekilde ele alınmamış olması kendisi ve eserleri hakkında bir dizi hataya düşülmesine neden olmuştur. Kütüphanelerde yer alan bazı yazmaların kendisine ait olmadıkları halde ona aitmiş gibi gösterilmesi ve bunun halen tekrar ediliyor olması, eserleri günümüze ulaşmadığı halde bazı kütüphanelerin yazma kaydı verilerek günümüze ulaştığının belirtilmesi, eseri es-Sünenü’s-sıhâh el-me’sûra isnadlı bir eser olduğu halde, senedleri hazfedilmiş ilk eser olarak takdim edilmesi bu hatalardan bir kaçıdır. Bu hatalar Arapça ve Farsça İslâm Ansiklopedisi ile Diyanet İslâm Ansiklopedisi’nin “İbnü’s-Seken” maddesinde aynen tekrar edilmiştir. İbnü’s-Seken ve eseri es-Sünenü’s-sıhâh el-me’sûra’ya dair yeterli araştırma yapılmamış olmasından kaynaklanan bu ve benzeri bir dizi hata, kütüphane kayıtları ve kaynaklar yeniden gözden geçirilerek kaleme aldığımız bu makale ile tashih edilmiş, ayrıca tarihte kalan ve araştırılmayı bekleyen İbnü’s-Seken gün yüzüne çıkarılmış, eserleri de içerikleri ve özellikleri itibariyle bilinir hale gelmiştir.