Dört Öge 1 (10):135-144 (
2016)
Copy
BIBTEX
Abstract
Deleuze yaşamı yakalayabilen yeni bir tarih okumasının işaretlerini vermeye çalışırken “tarih”i dışlayan bir yaklaşım sergilemiştir. Bir arşiv olarak gördüğü “tarih”in ve aşkınsallığa işaret ettiğini belirttiği “tarihsellik”in karşısına -yaşamın ritmini yakalamak için- zamansallığı yerleştirmiştir. Ona göre her daim farklı süreler biçimine bürünen zaman, uzamsal değildir ve ayrı birimlerin bir araya gelmesiyle de oluşmaz. Zaman yeğinleştiricidir ve farklı dünyalar, süreler üretmektedir. Zamana atfettiği bu özellikleri tarihsel olandan ayrı tutan Deleuze, tarihselliği ve tarihi, resmi tarih yazımına indirgeyerek, ontolojik bağlamda “tarih”in zeminini ve bu zemine içkin olan zamansallığı yeterince göz önünde bulundurmamıştır. Bu çalışmada öncelikle Deleuze’ün felsefesindeki yaratma etkinliği ve “kavram” arasındaki bağlam incelenecektir. Sonrasında da yaşam, zaman ve tarihsellik kavramları arasında kurduğu ilişki ortaya konmaya çalışılacaktır ve Deleuze’ün tarih anlayışı tarihsellik lehine eleştirilecektir.
Anahtar kelimeler: Deleuze, tarih, zaman, tarihsellik