Abstract
Geleneksel bir bakış açısıyla İsrailoğullarının Tevrat’taki ilk kadın peygamberi olan Miryam, Harun ve Musa’nın kız kardeşi olup Mısır’dan çıkışın önemli figürlerinden biridir. Ancak eleştirel ve farklı bakış açısından Miryam ile ilgili kutsal kitap ve midraşlardaki anlatılara bakıldığında onun üç farklı portreye sahip olduğu görülmektedir. İlk portre, sepet içinde suya bırakılan Musa’yı uzaktan seyreden ve ismi belirtilmeyen abladır. İkinci tasvirde o, Mısır’dan çıkış esnasında Harun’un kız kardeşi peygamber Miryam olarak betimlenmektedir. Bu tasvir daha yakından incelendiğinde Mısır’dan çıkışta dilinde ezgisi, elinde tefi ile dans ederek İsrailoğullarına liderlik eden Miryam’ın, peygamber olmaktan ziyade Mısır’dan izler taşıyan rahibe olmaya daha yakın durduğu görülmektedir. Nitekim Miryam’ı bir rahibe olarak görmek Cüzzamlı Miryam kıssasını daha anlaşılır kıldığı gibi onun fiziki kusurla cezalandırılması Mısır’daki bir rahibenin görevden uzaklaştırılmasıyla uyumluluk arz etmektedir. Rabbani literatür başta olmak üzere Yahudi geleneğinin Miryam algısı ise ona üçüncü bir portre kazandırmaktadır. Midraş literatürün Miryam portresi, ölümünden hemen önce Tevrat’ın ondan aldığı saygınlığı iade çerçevesinde olup, onu diğer önemli anneler arasında görmek üzerine kuruludur.