Abstract
Aristoteles, zamanı harekette açığa çıkan öncelik ile sonralıktan ve ânın birimler hâlinde düşünülmesinden dolayı sayı olarak betimlemiştir. Bu bağlamda Peripatetik doğa felsefesinde zaman, hareketin sayılması çerçevesinde tartışılmıştır. Halbuki bu sistemde zaman sürekli, sayı süreksiz niceliktir. Dolayısıyla tanım cümlesindeki sayı kavramı; zamanın sayı olmasının nasıl anlaşılacağı, sayının bir sayanı gerektirmesi ve çokluklarla ilişkili olması gibi hususlarda süreksizlik sorununu meydana getirmiştir. Nitekim Aristoteles, sürekli olması dolayısıyla zamanı, sayılan anlamında sayı kabul eder. Helenistik şârihler de zamanın sayı formunda betimlenmesinde, nicelikler arasında süreklilik ve süreksizlik geçişkenliğini çözmeye çalışmıştır. Bu makalenin ana iddiası, İbn Sînâ’nın zaman anlayışının, Aristotelesçi zaman kavrayışının yeniden yapılandırılmış versiyonu olduğudur. İbn Sînâ zamanı, nicelikler arasındaki sürekli– süreksiz ilişkisine karşı, öncelikle hem büyüklük hem de ölçü olarak tartışılabilen miktar kavramıyla kurar. İbn Sînâ’ya göre miktar sürekli olduğundan, zaman bizzat süreklidir; sayı ise arazî biçimde zamana eklenir. Ayrıca, miktar olması bakımından zaman, sayan nefsi zorunlu kılmaz. Bu makale, İbn Sînâ’nın zaman kavramında gerçekleştirdiği yeniden yapılandırmasını; sayı, miktar, süreklilik ve göksel küreler üzerinden incelemektedir.