Liberty and equality: Mutually exclusives?
Abstract
Bu yazı, özgürlükçülerin, özgürlüğün eşitliği dışladığı, başka bir söyleyişle, eşitliğin zorlandığı her durumda özgürlüğün tehdit altında olduğu ve bunun da olmaması gerektiği yönlü yaygın olarak bilinen savına yönelik bir sorgulama denemesi olarak düşünülebilir. Böylesi bir deneme için, özgürlük ve eşitlikten ne/neler anlaşılabileceğine ilişkin kısa bir hatırlatma, Isaiah Berlin’in formüle ettiği negatif ve pozitif özgürlük anlayışı gibi konulara değinilecek; özellikle pozitif özgürlük Kant’ın etik düşünceleri gözetilerek ele alınacaktır. Bu bağlamda, 1. Eşitliğin özgürlükçü bir bakış açısıyla dışarıda bırakılmasının negatif bir özgürlük anlayışına dayandığı, oysa insanlık için konulan siyasi ideallerin negatiften çok pozitif özgürlüğü gerektirdiği, 2. Bireyin özgürlük ve haklarının korunması için eşitliği bir tarafa bırakmanın ya da onu feda etmenin bir zorunluluk olmadığı ileri sürülecektir. Bu savlardan varılacak sonuç ise, özgürlük ve eşitliği bir arada düşünmenin, hatta bu ikisini birbirini karşılıklı olarak gerektiren siyasi idealler olarak ele almanın daha makul bir yaklaşım olduğudur; çünkü bir insanın birey-yurttaş olarak eşit haklardan faydalanamadığı bir siyasi-toplumsal iklimde özgür olmasından söz edilemez, yurttaşları arasında bunu sağlaması ve gözetmesi gereken de devlettir. Demek ki, özgürlük ve eşitliği birbirini dışlar ya da birbirini içerir biçimde değerlendirmek, özgürlüğü nasıl kavradığımıza bağlıdır.