Abstract
Sinema, anlatısal tarzları ve ürünleri aracılığıyla dünyânın her köşesine ulaşmasıyla kültürel temsîliyetin etkili bir aracıdır. Sinema sanatsal, belgesel ve dramatik şekillerde dışsal gerçeklikleri ve zihinsel deneyimleri tasvîr ederek farklı temalarla çeşitli konuları işler. Dolayısıyla sinemanın bilgi akışı ortamındaki her filmi bir kavramsal ve felsefî arka plana sâhiptir. Savaş döneminde geçen Valkyrie (2008) filmi, kendisi ve sevdiklerini tehlikeye atıp başkalarını öncelikli tutarak, yaşanan acıyı hafifletmek için çaba sarf eden bir karakteri tasvîr etmektedir. Bu çabaları, onun diğerkâm motivasyonunu gösterir. Çalışmada sinema, simülatif anlamda diğerkâmlığı tanımlama, sâbitleme ve inceleme yoluyla fayda sağlamıştır. Bu çalışma, diğerkâmlığın farklı felsefî düşünürler tarafından erdem olarak görülen “benmerkezcilik” ve “egoizm” ile karşılaştırmasını, özellikle Stauffenberg'in bu erdemlerle olan tutumu üzerine filmdeki karakterleri tartışarak ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır. Bu kavramlarla ilgili teorik çerçeve birinci bölümde oluşturulmuş ve ikinci bölümde karakterlerin (özellikle Stauffenberg) bu çerçevedeki durumları belirlenmiştir. Birinci bölüm, farklı düşünürlerin bakış açısından diğerkâmlığın bir semantik analizini yaparak kavram ile “egoizm” ve “benmerkezcilik” arasındaki farkı özetlemektedir. İkinci bölüm, filmle ilgili sinema kritiği yazılarını inceleyerek filmin kurgusal boyutuyla ilgili bir çerçeve sunmaktadır. Stauffenberg'in II. Dünyâ Savaşı'nda Nazilere karşı mücâdelesi, belirgin erdem göz önünde bulundurularak incelenmiştir. Nitel içerik analizi yöntemi kullanılarak film analiz edilmiş ve Stauffenberg'in diğerkâm duruşu felsefî ve ahlâkî verilerle yorumlanmıştır. Sonuç olarak, Stauffenberg benmerkezcilik veyâ egoizme değil, diğerkâmlığa uygun davranmıştır.