Müellifi Meçhul Bir Manzûm Kav'’id-i Nahviye Örneği

Hitit İlahiyat Dergisi 21 (2):1419-1452 (2022)
  Copy   BIBTEX

Abstract

Kur’ân-ı Kerim ve hadisler başta olmak üzere İslam’ın temel kaynaklarının dili olması sebebiyle Arapçanın öğrenilmesi Müslüman milletler için son derece önemli olagelmiştir. Temel dinî ilimleri öğrenmek için âlet ilmi yani araç olarak adlandırılan Arapçanın öğretilmesine Müslümanların klasik eğitim sistemleri içinde büyük bir itina gösterilmiştir. Arapçanın doğru bir şekilde öğrenilmesi ve dil yapısının korunması ile ilgili çabalar diğer Müslüman milletlerden önce Araplar arasında başlamıştır. Kur’ân’ın manasının ve mesajının doğru bir şekilde anlaşılması, anlam değişmesi ve kayıplarının önlemesi amacı ile Arap dilinin gramer yapısı ile kaidelerin tespit edilmesine dönük ilk çalışmaların bizzat Hz. Ali tarafından başlatıldığı genel itibariyle kabul edilmektedir. Daha sonra özellikle değişen toplumsal şartlarla birlikte Arap diline yönelik çalışmalar çoğalmıştır. Arapçanın gramerine yönelik ilimler olan sarf ve nahivle ilgili olarak birçok eser kaleme alınmıştır. Bu eserlerin en meşhurlarından biri Abdulkâhir-i Cürcânî’nin el-Avâmilü’l-Mi’e adlı eseridir. Söz konusu eser asırlar boyunca Müslüman toplumların nahiv konusundaki başucu kitaplarından biri olmuş, birçok dile çevrilen esere çok sayıda şerh, haşiye, talik vb. yazılmıştır. Yine el-Avâmil, bahsettiği kaidelerin rahatlıkla ezberlenip akılda tutulması amacıyla farklı dillere nazmen tercüme de edilmiştir.Bu çalışmada el-Avâmil’in -müellifi meçhûl- manzûm bir tercümesi konu edilmiştir. Eserin tespit edilen tek nüshası Manisa İl Halk Kütüphanesinde 45 Hk 6943/2 demirbaş numarası ile kayıtlıdır. Manzûmenin öncesinde Cürcânî’nin eserinin Arapça şerhinin yapıldığı bir bölüm yer almaktadır. Eserde herhangi bir müellif, müstensih veya tarih kaydına rastlanmamıştır. Eski Anadolu Türkçesi özellikleri göze çarpan eser, 160 beyitten oluşmaktadır. Manzûmedeki tüm beyitler kendi arasında kafiyelidir yani mesnevî özelliği göstermektedir ancak “fâilâtün fâilâtün fâilün” ve “fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün” olmak üzere iki vezin kullanılmıştır. Bu vezinler belli bir sırayla değil, konulara göre metin içerisinde çeşitli şekillerde dağıtılmıştır. Eserin didaktik ve ezbere dayalı özelliği baskındır. Önemli sayıdaki beyte” bil/bil ki” ile başlanması bu özelliğin en somut göstergelerindedir. Beyitlerin önemli bir kısmı doğrudan nahiv kurallarından veya kurallarla ilgili olan kelime ve edatlardan oluşmakta; bazı mısralarda anlatılan konunun ezberlenmesi, bahsi geçen konunun bilinmemesinin önemli bir kusur olacağı, öğrenilmesinin kişiyi başarılı kılacağı kabîlinden nasihatlerde bulunulmaktadır. Manzûmede konular kısaca açıklanmakta, özellikle ezberlenmesi ve akılda kalması gereken hususlar belirtilmektedir. Bu özelliği ile talebelerin ilerleyen derslerde ihtiyaç duyacakları bilgilerin kolayca ezberlenmesi ve gerektiği durumlarda bunlardan istifade edilmesi amaçlanmaktadır. Eserde genel itibarıyla aruzun başarılı kullanıldığı görülmektedir. Bu da müellifin aruza hakim olduğunu göstermesi açısından önemlidir. Ancak yine de aruz kusuru sayılabilecek bazı tasarrufların yapıldığı göze çarpmaktadır. Zaman zaman bazı Türkçe kelimelerle rediflerin de yapıldığı manzûmede cinasların da dikkat çekici bir şekilde kullanıldığı görülmektedir.Eserde ilk olarak isim, fiil ve harf olarak üç kısma ayrılan kelime tanımlanmıştır ve sırasıyla marife ve nekre, müennes ile müzekker, mebnî-i asl, mureb ve mebnînin tarifi ve özellikleri verilmiştir. Fâil, mef’ûl, zarf ve istisna edatı olan illâ’nın anlatıldığı eserde tesniye ve cem-i sâlim konuları üzerinde nispeten uzun durulmuştur. Daha sonra mastar ve harf-i cerler anlatılarak nev’lerin anlatımına geçilmiştir. Bu şekilde kelime ile ilgili hususların önemli özellikleri açıklanıp ilgili yapıların özellikleri anlatıldıktan sonra cümle konusu ele alınmıştır. Bu bağlamda isim, fiil, zarf ve şart cümlelerine değinilmiş, ancak ayrıntı verilmemiştir. Mahallen mureb olan cümleler, irabda mahalli olmayan cümlelere değinilmektedir. Daha sonra âmil-i lafzî ile âmil-i kıyâsînin tarif ve türleri dile getirilmiştir. Eser medrese geleneği içinde önemli bir yere sahip olan el-Avâmil’in başarılı sayılabilecek muhtasar manzûm tercümesi olması hasebiyle önemlidir.

Other Versions

No versions found

Links

PhilArchive

    This entry is not archived by us. If you are the author and have permission from the publisher, we recommend that you archive it. Many publishers automatically grant permission to authors to archive pre-prints. By uploading a copy of your work, you will enable us to better index it, making it easier to find.

    Upload a copy of this work     Papers currently archived: 103,836

External links

Setup an account with your affiliations in order to access resources via your University's proxy server

Through your library

Analytics

Added to PP
2024-09-27

Downloads
5 (#1,787,131)

6 months
5 (#826,666)

Historical graph of downloads
How can I increase my downloads?

Citations of this work

No citations found.

Add more citations

References found in this work

No references found.

Add more references