Abstract
Bir Moğol devleti olan İlhanlılar, siyasi olarak Cengiz Han’dan itibaren belirlenen hedefleri gerçekleştirmek için çalışmışladır. Moğolların İslam’ı seçmeleri siyasi hamlelerinde Müslümanlar lehine bir değişiklik getirmemiştir. Moğolların Müslüman olmasında Türk sûfîlerin önemli katkıları olmuştur. Özellikle Moğollar Suriye ve civarına karşılaştıkları Rifâî dervişlerinden ve onların ritüellerinden etkilenmişlerdir. Moğollar, Müslüman olduktan sonra, geleneklerinde önemli yeri olan büyücü ve kâhinlerin yerine, sûfîleri koymuşlardır. Ahmed Teküder’in Gazân Hân ve Olcaytu’nun İslam’ı seçmeleri Memlükler tarafından ihtiyatla karşılanmıştır. Bu nedenle İslam, iki devlet arasında bir ortak payda olamamıştır. Aksine bu iki devlet hep rekabet halinde olmuştur. Moğollar, başta Suriye olmak üzere siyasi hedeflerine yönelik saldırılar düzenlemekten vazgeçmemişlerdir. Bu makale, Moğolların İslamlaşma sürecinde sûfîlerin katkısını, dinî ve mezhebî kabullerin İlhanlıların sosyal ve siyasi ilişkilerdeki rolünü incelemektedir.